Güreşiyorum Porte 117.Mehmet Uzun

Güreşiyorum Porte 117. :Mehmet UZUN “ Mahmut ATALAY; “Sen, artık olmuşsun Uzun! Gözünü Avrupa, Dünya ve Olimpiyat Şampiyonluğuna dik. Maşallah” diyerek, sırtımı sıvazladığını hiç unutmam. Mahmut Hocam (ATALAY), beni çok severdi. Yine; “Uzun, benden sonra bu ayakkabıları taşıyabilecek sporcu olarak seni gördüm. ” “Mehmet’im Mehmet’ im Seni Hakemler Yedi Mehmet’im” şeklinde başlıklar atıldı. “Hüseyin AKBAŞ, benimle her karşılaştığında ellerini beline koyup “Bana 5 defa Dünya Şampiyonluğu nasip eden Allah’ım, şu çocuğa da şampiyonluklar nasip et!” diyerek, dua ederdi. “Macar hakem, “Düdüğü yetiştiremediği ve bu yüzden çok üzgün olduğunu 82kg.ın şampiyonu sendin.” “ Mehmet Uzun’un oğlu olduğumu duyan yaşı ilerlemiş insanlarla tanışıp sohbette bulunduğumda, babamın Alman Adolf Seger ile Ruslarla, Amerikalı ve Bulgar sporcularla yapmış olduğu müsabakaları, o anı tekrar yaşarcasına anlatmalarını dinlerim. Rakiplerinin isimlerinin bile hala hafızalarda olması beni çok şaşırtır. Bizlere, sadece başarıları ve sporculuğu ile değil kişiliği ile de konuşulan örnek bir insan olmuştur.
Bu önemli girişten sonra :
Devam ediyoruz..
1976 Montreal ‘de /IV.-Dünya /II.-Akdeniz Oyunları(İKİ KEZ)/I. -Balkan Şampiyonu .1950 Turhal doğumlu. Evli üç çocuk sahibi. İki oğlu bir kızı olan Mehmet UZUN 1965 yılında Turhal Şeker Fabrikası güreş takımında Mevlüt YILDIRIM’ın antrenörlüğünde minder güreşine başladı. Daha sonraki dönemlerde Mehmet GOCUR ve Hasan SEVİNÇ antrenörlüğünde spor hayatına devam etti. Dünya Serbest Güreş Şampiyonası’nda giydiği A milli takım mayosu ile 10 yıl boyunca gerek yurt içinde gerekse yurt dışında başta Olimpiyat, Dünya ve Avrupa şampiyonaları olmak üzere birçok uluslararası turnuvaya katıldı. 82Kg’ da o kadar denk güreşçi vardı ki ,bu kadar sporcunun aynı döneme denk gelmesi seyir açısından güzel maçlarının izlenmesini sağlamış ama sporcuların başarı yakalama şansını azaltmıştır. Mehmet UZUN, sıkletindeki tüm Olimpiyat, Dünya ve Avrupa şampiyonlarını yenmesine rağmen gerek hakem hataları gerekse uğradığı haksızlıklardan dolayı en fazla dördüncülük kazanan sporcu olarak tarihe geçmiştir. Olimpiyat, Dünya ve Avrupa şampiyonalarında o dönemin güreş kuralı fena puan uygulaması sebebiyle sıkletinde Olimpiyat, Dünya ve Avrupa şampiyonu rakiplerini yenip zafere çok yaklaşmış olsa da çoğu kez dördüncülükte kalması kendisini en çok üzen tecrübeleri olmuştur.
Başlıklardan;
-1973 ve 1974 yıllarında Hürriyet Gazetesi tarafından “YILIN SPORCUSU” seçildi.
-1980 yılında A milli takıma ve minder güreşine veda etti. 1990 yılına kadar Turhal Şeker Fabrikası güreş takımı antrenörlüğü görevinin yanı sıra, çeşitli kademelerde güreş milli takımı antrenörlükleri yaptı.
-1988 yılında Türkiye Güreş Federasyonu tarafından “YILIN EN BAŞARILI GÜREŞ ANTRENÖRÜ” seçildi.
-2008 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisinde çıkarılan yasa ile “Devlet Sporcusu Unvanı” aldı.

  • Çok çekişmeli geçen müsabakalarımızda iki defa kaybettiğim Seger’i, 1977 yılında Bursa’da düzenlenen Avrupa Şampiyonasında yenme başarısı gösterdim.
    -1968 Meksika Olimpiyat Oyunları Şampiyonasında giydiği güreş ayakkabılarını soyunma odasına getirdi. “Uzun, benden sonra bu ayakkabıları taşıyabilecek sporcu olarak seni gördüm. Allah, bana nasip ettiği olimpiyat şampiyonluğunu sana da nasip eder inşallah diyerek, ayakkabılarını bana verdi.” Beni oldukça duygulandıran bu olayda ben elini öptüm, o da alnımdan öperek başarılar diledi.
  • İki sporcu bu müsabakada diskalifiye edilseydi, Dünya Şampiyonu olarak müsabakaları tamamlayacaktım.
    -“Şampiyon olamadılar; ama bizleri ziyadesiyle gururlandırdılar.” ifadelerini kullanarak;
  • Dönemin Spor Genel Müdürlüğü, bu hediyeden dolayı amatör sporculuktan çıkıp profesyonel sporcu statüsüne geçtiğimi, olimpiyat oyunlarına bu şekilde katılamayacağım ifade etti. Bunun üzerine aracımı babamın üzerine satış işlemi gerçekleştirerek Montreal Olimpiyatlarına katıldım.
  • Daha havadayken “Allah!” diye bağırarak bravle oyunu uyguladığımı hatırlıyorum. O anda, Rus sporcunun sırtını yere getirmiş ve tuşlamıştım. Galip ilan edildiğim müsabakanın ardından minder kenarına gelen Mahmut ATALAY (merhum) ve Ahmet AYIK, gözyaşları içerisinde boynuma sarılmıştı. “Allah!” diye bağırdığımı, tribünden onlar bile duymuştu.
    -Gökhan UZUN’ dan; Babam, spor yaptığımız dönemde gerek hakemleri etki altında bırakmamak gerekse bizlerin heyecanlanmaması için gelmezdi; gelirse de bizim güreşlerimizin bitme zamanına yakın vakitlerde gelirdi.
    -Oğuzhan UZUN; Benim ağladığımı görünce oradaki hakemlere beni işaret ederek, “Şu çocuk neden ağlıyor?” diye sorduğunda “Az önce yendiği halde, verilmedi. Çocuğun hakkını yediler.” cevabını almış. Bunun üzerine itirazda bulunulmuş ve müsabakamız tekrar incelenince beni galip ilan etmişlerdi.
    Mehmet Uzun (06 Haziran 1950, Turhal), Türk eski serbest güreşçi.
    Güreşe 1965’te başladı.
    1969’da Balkan gençler şampiyonu oldu.
    1971’de dünya dördüncüsü,
    Akdeniz Oyunları şampiyonu,
    Dünya Ordular arası şampiyonu,
    Yaşar Doğu Turnuvası birincisi oldu.
    1973’te 74 kiloda Avrupa altıncılığı ve dünya dördüncülüğü elde etti.
    1974’te ise 82 kiloda dünya ikinciliğini kazandı.
    1975 Akdeniz Oyunları’nda altın madalya kazandı.
    1976 Montreal Olimpiyatları’nda serbest stilde dördüncü olarak,
    Türk sporcuları arasında en iyi dereceyi elde etti.

Mehmet UZUN’ dan ; Biyografi

06.06.1950 yılında Tokat’ın Turhal ilçesine bağlı Kayacık köyünde dünyaya geldi. Düğünlerde ve festivallerde organize edilen karakucak güreşleriyle spora başlayan Uzun, 1965 yılında Turhal Şeker Fabrikası güreş takımında Mevlüt YILDIRIM’ın antrenörlüğünde minder güreşine başladı. Daha sonraki dönemlerde Mehmet GOCUR ve Hasan SEVİNÇ antrenörlüğünde spor hayatına devam etti.
Gençler kategorisinde 1968 ve 1969 yıllarında üst üste Türkiye Şampiyonu olmasının ardından İlk uluslararası deneyimi olan (1969) Gençler Balkan Şampiyonası’nda milli mayoyu giydi ve bu şampiyonada birincilik kürsüsünde yer aldı.
Büyükler kategorisinde ilk Türkiye Şampiyonluğunu 1970 yılında İzmir’de elde etti. Aynı yıl Dünya Serbest Güreş Şampiyonası’nda giydiği A milli takım mayosu ile 10 yıl boyunca gerek yurt içinde gerekse yurt dışında başta Olimpiyat, Dünya ve Avrupa şampiyonaları olmak üzere birçok uluslararası turnuvaya katıldı. Bu süre zarfında Olimpiyat dördüncülüğü (1976), Dünya İkinciliği (1974), Dünya dördüncülükleri, Avrupa dördüncülükleri, Akdeniz Oyunları Şampiyonlukları (1971-1975), Ordular arası Dünya Şampiyonlukları (1971-1972) kazandı. Güreş hayatı boyunca 74 kg.da (1970-1973 yılları arasında) ve 82 kg.da (1974-1980 yılları arasında) katıldığı Türkiye Şampiyonalarında birçok kez birincilik kürsüsünde yer aldı.
Katıldığı uluslararası müsabakalarda Alman Adolf Seger (Olimpiyat Şampiyonu, Dünya Şampiyonu, Avrupa Şampiyonu), Amerikalı John Allan Peterson (Olimpiyat Şampiyonu), Fransız Daniel Robin (Olimpiyat Şampiyonu, Dünya Şampiyonu, Avrupa Şampiyonu), Bulgar İsmail Abilov (Olimpiyat Şampiyonu, Dünya İkincisi, Avrupa Şampiyonu), Romen Vasile Iorga (Olimpiyat İkincisi, Dünya İkincisi, Dünya Üçüncüsü, Avrupa Üçüncüsü), Rus Viktor Novoshilov (Olimpiyat İkincisi, Dünya Şampiyonu), Rus Youri Gusov (Dünya Şampiyonu), Rus Wassili Sjulschin (Dünya Şampiyonu), Later Zazefşan (Dünya Üçüncüsü, Avrupa Üçüncüsü), Macar Istvan Kovacs (Dünya Şampiyonu), Rus Viktor Novoshilov (Avrupa Şampiyonu), Bulgar Shukri Akhmedov (Avrupa Şampiyonu, Dünya Beşincisi), Rus Victor Zilberman (Avrupa İkincisi), Bulgar Nikifor Kuzmanov (Dünya Beşincisi), Rus Roman Margeshvili (Avrupa İkincisi), Alman Benno Paulitz (Avrupa İkincisi), Rus Hassan Zanguiev (Avrupa İkincisi) gibi isimlerin arasında madalya mücadelesi verdi. Bir birine denk olan bu kadar sporcunun aynı döneme denk gelmesi seyir açısından güzel maçlarının izlenmesini sağlamış ama sporcuların başarı yakalama şansını azaltmıştır. Mehmet UZUN, sıkletindeki tüm Olimpiyat, Dünya ve Avrupa şampiyonlarını yenmesine rağmen gerek hakem hataları gerekse uğradığı haksızlıklardan dolayı en fazla dördüncülük kazanan sporcu olarak tarihe geçmiştir.
Türkiye Şampiyonalarında Asım BÜLBÜL, Mehmet Ali DEMİRTAŞ, Hayri POLAT, Mehmet ÖZTÜRK, Kemal DAĞDEVİREN, Hasan ŞADIR, Servet AYDEMİR, Yakup TOPUZ ve Reşit KARABACAK gibi isimlerin yanı sıra Türk güreşine kazandırdığı isimlerden Ahmet ÇELİK ile rekabet içerisinde oldu.
Olimpiyat, Dünya ve Avrupa şampiyonalarında o dönemin güreş kuralı fena puan uygulaması sebebiyle sıkletinde Olimpiyat, Dünya ve Avrupa şampiyonu rakiplerini yenip zafere çok yaklaşmış olsa da çoğu kez dördüncülükte kalması kendisini en çok üzen tecrübeleri olmuştur. Sporculuk hayatındaki bu başarılarından dolayı; 1973 ve 1974 yıllarında Hürriyet Gazetesi tarafından “YILIN SPORCUSU” seçildi. 1980 yılında A milli takıma ve minder güreşine veda etti. 1990 yılına kadar Turhal Şeker Fabrikası güreş takımı antrenörlüğü görevinin yanı sıra, çeşitli kademelerde güreş milli takımı antrenörlükleri yaptı. Antrenörlük yaptığı dönemde, Halil ARAS, Osman UZUN, Mehmet BALCI, Bedrettin SEVİNÇ ve Ahmet ÇELİK gibi isimleri Türk güreşine kazandırmakla birlikte Turhal Şeker Fabrikası Güreş Takımı ile uzun yıllar dönemin 1. Lig Serbest Güreş Müsabakalarında yer alma başarısı gösterdi. 1988 yılında Türkiye Güreş Federasyonu tarafından “YILIN EN BAŞARILI GÜREŞ ANTRENÖRÜ” seçildi. Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından 2007 yılında halen ikamet ettiği Tokat’ın Turhal ilçesinde bulunan Kapalı Spor Salonuna ismi verilerek onurlandırıldı. 2008 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisinde çıkarılan yasa ile “Devlet Sporcusu Unvanı” aldı.
İki oğlu bir kızı olan Mehmet UZUN, memleketi Tokat’ın Turhal ilçesinde ikamet etmektedir.
SPORCULUK HAYATI
Mehmet UZUN’ dan; Lütfen okuyalım.. Çok enteresan..!
Yıl 1965: 1965 yılına kadar kendi köyümüzde ve civar köylerde düzenlenen düğün güreşlerinde yine çevre ilçelerde düzenlenen festival güreşlerine katılarak sporculuk hayatına başladım. 1965 yılında Tokat’ta organize edilen bir karakucak güreşi sporculuk hayatımdaki ilk önemli adımdı. Müsabaka öncesi sabah yapılan tartıda, 65,500kg ağırlığımla 70kg.da mücadele edecek sporcular arasına ismim yazıldı. Tartı salonunda beni fark etmiş olacak ki, Avrupa ve Dünya Şampiyonu Ali Yücel, yanıma geldi ve güreşçi olup olmadığımı, kaç kiloda güreşeceğimi falan sordu. O yıllarda kendisini tanımadığım için “Güreşeceğim, abi! 65,500kg. geldim, beni 70kg.a yazdılar.” diyerek cevap verdim. Beni tartı salonuna götürerek tartı listelerinde 65kg.da güreşecek sporcular arasına yazdırdı. Tartıdan sonra başlayan müsabakalarda üç tur rakiplerimizi yenerek Ben, Abdullah SARIKSIZ ve Üzeyir ÖZDEMİR (merhum) final müsabakalarına kaldık. O dönemin Tokat ve civar bölgelerinde adlarından söz ettiren Abdullah SARIKSIZ ve Üzeyir ÖZDEMİR arasında Üzeyir ÖZDEMİR ile eşleştim. Üzeyir ÖZDEMİR ile müsabakamızın çetin geçeceğini anlayan Ali YÜCEL, müsabakamıza hakemlik yaptı. İlk kez karşılaştığımız Üzeyir ÖZDEMİR ile uzun yıllar karakucak güreşlerinde rekabetimiz oldu. Çok karışık geçen mücadelede üçüncü defa uygulamış olduğum künde oyununda oyunu uygulayan sporcu olarak yenik sayıldım ve üçüncü oldum. Tabi ki o yenilgi sonrası çok üzülmüştüm ama müsabakaları izleyen dönemin Tokat DSİ Müdürü ve Turhal Şeker Fabrikası Şeker Spor Kulübü Başkanı ayrı ayrı teklifte bulundu, işletmelerinde sporcu olarak yer almamı istediler. Bunun üzerine uzun yıllar sporcu ve antrenör olarak hizmet ettiğim Turhal Şeker Fabrikası Güreş Takımında yer almaya başladım.
Önemli anıları;
Bu güreşlerde unutamadığım iki tane anım da oldu. O zamanlar güreşlerde meydanda pek hakem yoktu demek ki, ikinci turda güreştiğim rakibimi birkaç defa yeniş pozisyonuna getirmeme rağmen hiçbir hakem düdük çalıp müsabakayı sonlandırmayınca, rakibim “yenile yenile ben, usandım!” diyerek, sahadan ayrıldı.
Üzeyir ÖZDEMİR ile yaptığımız müsabakada, Babam (rahmetli) tribünde beni izliyormuş. Benim bundan hiç haberim yoktu. Müsabakanın bir bölümünde Üzeyir, beni alta düşürüp çift-sarma diye adlandırılan oyunu uyguladı. Üzeyir’in bu oyunu çok iyi tatbik ettiği seyirciler tarafından da bilinirmiş. Üzeyir, çift-sarma taktığında, babamın hemen yakınında oturan bir seyirci “Sarı oğlan, Allah’ına yalvar. Seni daha kimse alamaz elinden.” diyerek, bağırmış. Bunun üzerine ben, çift-sarmadan Üzeyir’i sırtıma alarak ayağa kalkınca, tribündeki o seyirci “Aha, …….!
Daha ilk defa, Üzeyir’in çift-sarmasından kurtulan bir adam görüyorum.” Diyerek, biraz argolu laf edince, tribünde kısa süreli bir tartışma yaşanmış. Bu olayı, akşam eve döndüğümde babam anlatarak, “Küfürü de işittik ama aferin güzel güreşler yaptın.” dedi ve tebrik etti.
Yıl 1970: Büyükler kategorisinde, finalde Kemal DAĞDEVİREN (Avrupa Dördüncüsü)’i mağlup ederek ilk defa Türkiye Şampiyonu oldum, 74kg.da. Edmanton’da düzenlenen Dünya Şampiyonasında kazandığım dördüncülükle Dünya arenasında yer almaya başladım.
1970 yılında katıldığım Avrupa ve Dünya Şampiyonasının ardından vatani görevimi yapmak üzere Askere gittim. Asker olduğum dönemde Ankara’da Yaşar Doğu Spor Salonu’nda antrenman yapma fırsatı bulduğum Mahmut ATALAY (merhum), antrenman sonrasında
“Sen, artık olmuşsun Uzun! Gözünü Avrupa, Dünya ve Olimpiyat Şampiyonluğuna dik. Maşallah” diyerek, sırtımı sıvazladığını hiç unutmam. Mahmut Hocam (ATALAY), beni çok severdi.
Yıl 1971: Romanya’da düzenlenen Avrupa Şampiyonasında Almanların ünlü güreşçisi Adolf Seger ile karşılaştık. Çok üst düzey bir sporcuydu, zaten bu şampiyonada da birinci oldu. Çok çekişmeli geçen müsabaka sonrasında müsabakayı kaybettim. O zamanki Milli Takım Antrenörümüz Bayram ŞİT (merhum), “Uzun, şu kötü Alman’a yenildin.” deyince “Hocam, bana bu kadar dayanabildiyse, diğerlerini çok rahat yener.” dedim. Nitekim öyle de oldu, tüm rakiplerini rahat geçerek, şampiyon oldu. Bu Adolf Seger, Olimpiyat Şampiyonu, Dünya Şampiyonu ve Avrupa Şampiyonu olmasının ardından yenilmez sporcu olarak kabul edildi. Çok çekişmeli geçen müsabakalarımızda iki defa kaybettiğim Seger’i, 1977 yılında Bursa’da düzenlenen Avrupa Şampiyonasında yenme başarısı gösterdim.
Yıl 1971: Mahmut ATALAY (merhum), Türk Spor Tarihine adını altın harflerle yazdırmış isimlerden birisidir. Türkiye Şampiyonasında müsabakalarımı yakından izleyen Mahmut hocam, müsabakalar sona erdiğinde, 1968 Meksika Olimpiyat Oyunları Şampiyonasında giydiği güreş ayakkabılarını soyunma odasına getirdi. “Uzun, benden sonra bu ayakkabıları taşıyabilecek sporcu olarak seni gördüm. Allah, bana nasip ettiği olimpiyat şampiyonluğunu sana da nasip eder inşallah diyerek, ayakkabılarını bana verdi.” Beni oldukça duygulandıran bu olayda ben elini öptüm, o da alnımdan öperek başarılar diledi. Uzun yıllar o ayakkabılarla ben minderde mücadele ederken uğradığım haksızlıklarda Mahmut hocamın boynuma sarılıp ağladığı olmuştur. Cenabı Allah, vefat eden büyüklerimize rahmeti ile ihsanlarda bulunsun.
Yıl 1974: İstanbul’da düzenlenen Dünya Şampiyonasında, ilk turda Kanadalı ve ikinci turda İranlı rakiplerimi yendikten sonra üçüncü turda aynı yılın Avrupa Şampiyonu Viktor Novoshilov ile karşılaştım. 2-1 önde götürdüğüm müsabakanın ikinci devresinde, son devreye bir puan daha alarak girme düşüncesiyle ayağına daldığımda rakip güreşçinin yarım çırpma diye tabir edilen bir oyun uyguladığı görüşündeki hakemler rakibime 2 puan daha vermesinin ardından yenik duruma düştüm ve ne kadar mücadele etsem de müsabakayı 8-3 kaybetmekten kurtulamadım. Daha sonraki turlarda Türk asıllı Bulgaristan Milli takımı adına güreşen Shukri Akhmedov’u 7-5, Doğu Alman Benno Pauvlitz’i 7-5 ve Romanyalı Vasile Iorga’yı 7-5 yenerek müsabakaları tamamladım. Müsabakalarda Romanyalı ile Rus sporcuların müsabakasında iki sporcu da müsabakayı pasif durumda sürdürüyorken minder amiri-hakem ve yan-hakem ikisi birlikte sporculara üçüncü ihtarı vererek diskalifiye etmek üzere orta hakemi uyarmalarına rağmen orta-hakem onlara katılmamakta ısrar etti ve müsabaka bu şekilde tamamlandı. İki sporcu bu müsabakada diskalifiye edilseydi, Dünya Şampiyonu olarak müsabakaları tamamlayacaktım. Maalesef altın madalyama engel olan bir Türk orta-hakem olması da beni en fazla üzen olaydı. Müsabakalar sonrasında dönemin FİLA Başkanı Milan Ercegan açıklamalarda bulundu. Basına yansıyan açıklamalarda “Türk Milli Takımının müsabakalarda bir altın madalyası olacaktı o da 82 kg. da Mehmet UZUN’ du; ama maalesef buna Türk Hakem ……………….. engel oldu.” ifadesi kullanıldı.
İstanbul’daki Dünya Şampiyonası öncesi şampiyon olacak sporculara bir takım hediye sürprizlerin olacağı basında yer almıştı. Tercüman Gazetesi sahibi Kemal ILICAK (merhum), şampiyon sporculara, 1974 Model Murat-124 araba hediye etme vaadinde bulunmuştu. Şampiyona sonrasında açıklamalarda bulunan Kemal ILICAK, “Şampiyon olamadılar; ama bizleri ziyadesiyle gururlandırdılar.” ifadelerini kullanarak; Dünya İkincisi olan 52kg.da Ali Rıza ALAN ve 82kg. Mehmet UZUN’a vaad ettiği arabaları verdi. Bu araba o zamana kadar amatör sporlarda görülmemiş bir hediyeydi. Bu hediye daha sonra 1976 Montreal Olimpiyat Oyunlarına katılmama engel olacaktı. Dönemin Spor Genel Müdürlüğü, bu hediyeden dolayı amatör sporculuktan çıkıp profesyonel sporcu statüsüne geçtiğimi, olimpiyat oyunlarına bu şekilde katılamayacağım ifade etti. Bunun üzerine aracımı babamın üzerine satış işlemi gerçekleştirerek Montreal Olimpiyatlarına katıldım.
Yıl 1975: Memleketimizin yetiştirdiği büyük şampiyonlardan Hüseyin AKBAŞ (merhum), Olimpiyat İkincisi, Dünya Şampiyonu ve Avrupa Şampiyonu olarak Türk spor tarihine adını altın harflerle yazdırmış birsidir. 1975 yılı Avrupa Şampiyonasında (Ludwigshafen/Almanya) Hüseyin AKBAŞ, milli takım antrenörümüzdü. Müsabakaların ilk gününde yaklaşık yedi dakika süren müsabakada Dünya Şampiyonu Rus Sulujin’i tuşla yendim. Müsabakanın son devresinde Rus sporcu, müsabakanın karıştığı bir anda bir grekoromen güreş oyunu olan suplex pozisyonuna getirdi. Daha havadayken “Allah!” diye bağırarak bravle oyunu uyguladığımı hatırlıyorum. O anda, Rus sporcunun sırtını yere getirmiş ve tuşlamıştım. Galip ilan edildiğim müsabakanın ardından minder kenarına gelen Mahmut ATALAY (merhum) ve Ahmet AYIK, gözyaşları içerisinde boynuma sarılmıştı. “Allah!” diye bağırdığımı, tribünden onlar bile duymuştu. Bu Avrupa Şampiyonasında, daha sonraki turlarda Türk asıllı Bulgaristan Milli Takımı sporcusu Olimpiyat Şampiyonu, Dünya Şampiyonu ve Avrupa Şampiyonu İsmail Abilov ile karşılaştık. Yine çok çekişmeli geçen müsabaka 12-12 tamamlandı ve mağlup ilan edildim. Müsabaka verilen puanlarda çok fazla haksızlıklar olduğu yönünde eleştirilen bir müsabaka olmuştur. Müsabaka sonucunda Almanya’daki gurbetçilerimiz mindere kadar inerek olaylar çıkarmış ve müsabaka hakeminin yaralanmasına neden olmuşlardır. En favori isimleri yendiğim halde şampiyonayı dördüncü olarak tamamlamamın ardından Türkiye’de başta Halit KIVANÇ olmak üzere ulusal basında “Mehmet’im Mehmet’im Seni Hakemler Yedi Mehmet’im” şeklinde başlıklar atıldı. Bu şampiyonadan sonra Hüseyin AKBAŞ, benimle her karşılaştığında ellerini beline koyup “Bana 5 defa Dünya Şampiyonluğu nasip eden Allah’ım, şu çocuğa da şampiyonluklar nasip et!” diyerek, dua ederdi.
Yıl 1976: Olimpiyat Şampiyonluğu her sporcunun hayalini süsleyen en büyük organizasyondur. Yabancı basında da madalyaya aday görüldüğüm, 1976 Montreal Olimpiyat oyunlarına katılan Türk Milli Takımları Kafilesine Kaptanlık yapmak nasip oldu. 82kg.da mücadele ettiğim şampiyonada, Senegalli ve Bulgaristan Milli Takımından İsmail Abilov’u diskalifiye ile mağlup ettim. Polonyalı Mazur Henryk’e sayı ile yenildim; İranlı ve Macar sporcuyu sayı ile yendim. Müsabakaların final seansında Amerikalı John Peterson’a 13-5 kaybedince 7 fena puana ulaştığım için İkinci olan Rus Viktor Novoshilov ve üçüncü olan Alman Adolf Seger ile müsabaka yapamadan dördüncü oldum. Bu dördüncülük, Türk milli takım kafilesinin şampiyonadaki en iyi derecesi olmuştu. Amerikalı John Peterson ile yapmış olduğum müsabakanın ilk devresinde yapmış olduğum bravle oyunu ile rakibimi sırt aşağı tuş pozisyonuna getirmiştim. Minderin ortasında yaşanan bu pozisyonda Amerikalı sporcu iki omzu yerde ben onun üzerinde kayarak minderin dışına kadar çıktık. Milli Takım hocamız Bayram ŞİT’in, “tuş!” diye bağırarak havalara sıçradığı hala gözümün önündedir. Amerikalı sporcu sırtı minderde kaya kaya minderin dışına kadar ulaştığımızda, güreş durdurulup ayakta müsabakaya devam edildi ve baştan sona büyük bir çekişmenin yaşandığı müsabakayı kaybettim. Olimpiyat Oyunlarında Bulgar sporcuyu diskalifiye etmem, Amerikalı sporcu ile yaptığım müsabaka o kadar çekişmeli olmuştu ki, iki müsabakanın ardından da doping kontrolüne alındım. Amerikalı sporcu ile yaptığım müsabakanın orta hakemi, müsabakalar sonrasında verilen koktelyde yanıma gelerek bu pozisyondan bahseden Macar hakem, “Düdüğü yetiştiremediği ve bu yüzden çok üzgün olduğunu 82kg.ın şampiyonu sendin.” ifadeleri ile benden özür diledi. Bu şekilde çok defa hakemlerle diyaloglarımız yaşanmıştır.
Yıl 1977: Bursa’da düzenlenen 1977 Avrupa Şampiyonasında üçüncü kez karşılaştığımız Almanların ünlü sporcusu Olimpiyat Şampiyonu, Dünya Şampiyonu ve Avrupa Şampiyonu Adolf Seger’i üçüncü turda mağlup edince artık kürsüde olduğuma inanıyordum. Beşinci turda Bulgar İsmail Abilov ile karşılaştık. 6-5 yenik girdiğim üçüncü devrenin son saniyelerinde atmış olduğum künde oyunu ile 7-6 maçı kazandığımı düşünürken; İsmail Abilov yerde maçı kaybetmenin üzüntüsünü yaşamaktaydı. Ayağa kalktığımızda hakem müsabakayı sonlandırmak üzere minderin ortasında geldiğimizde İsmail Abilov’un elini kaldırıldı. Tribünler ne kadar yuhalasa da karar değişmedi; atmış olduğum künde “gong” sonrası olarak değerlendirilerek yenik ilan edilmiştim. Verilen bu kararla kendi ülkemizde bile madalyam elimden alınmıştı.
Yıl 1978: Son katıldığım Avrupa Şampiyonasıdır. Daha sonraki yıllarda ülkemizde yaşanan ekonomik sıkıntılardan dolayı 1979 Dünya Şampiyonasına ve 1980 Olimpiyat Oyunları gibi şampiyonalara katılım sağlanmadı. Sofya’da düzenlenen Avrupa Şampiyonasında, 82.kg.da yer aldım. Bulgar sporcu Shukri Akhmedov ile yaptığımız müsabaka 6-6 berabere sonlandı. Dönemin güreş kuralları gereği ilk puan alan sporcu, en yüksek teknik puan alan sporcu kriterleri doğrultusunda beraberlikte müsabakayı benim kazanmam gerekirken Bulgar sporcu galip ilan edildi. Yıllardır Dünya minderlerinde uğradığım haksızlıklardan artık dayanamaz hale gelmiştim. Bu müsabakanın sonunda minderden inmedim, itiraz edilmesini istedim. “Gerekirse (o dönemin itiraz etmek için ödenmesi gereken) “50 Leva” ücreti ben cebimden ödeyeceğim.” dedim. Dönemin Güreş Federasyonu Başkanı Ahmet AYIK, bunun üzerine itirazda bulundu. Müsabakalara ara verilmesinin ardından hakem heyeti, maç videosunu izleyerek beni galip ilan etmişti. Kararı gözyaşları içerisinde boynuma sarılan Ahmet (AYIK) Abiden öğrenmiştim. Daha sonra müsabakalara devam edildi. Isınma salonunda Bulgar Milli Takım Antrenörünün, benim yendiğim Shukri’yi sen şampiyon olacaksın diye motive etmeye çalıştıklarını duyuyordum. Daha sonraki turlarda Batı Alman Armin Weier ile müsabakama Bulgar orta-hakem tayin edilmişti. Çok üstün götürdüğüm müsabakada Alman rakibime çırpma oyunu tatbik ederken orta-hakem düdüğünü çalarak, oyunu uygularken benim tuş olduğumu ilan etti. Kariyerimdeki ilk tuş olarak mağlup ilan edilmemdir. Bir sonraki turda Rus sporcu Hassan Zanguiev ile yaptığım müsabakada da baştan sona atak güreştiğim halde üç defa ihtar uygulanması sonucu diskalifiye edildim. Benim yendiğim Bulgar Shukri Akhmedov şampiyon oldu, ben ise kürsüden uzaklaştırılarak dokuzuncu sıraya kadar geriletildim. Haksızlığa uğradığımı düşündüğüm birçok müsabakadan birisi de bu son Avrupa Şampiyonasıydı.
Yıl 1980: Katıldığım son Türkiye Şampiyonasında yıllarca rekabet içerisinde olduğum rakiplerimin arasından sıyrılarak kaldığım finallerde önce Yakup TOPUZ’u ardından Reşit KARABACAK mağlup ederek Türkiye Şampiyonu oldum. Avrupa ve Dünya şampiyonalarında hala mücadele edebilecek durumdayken otuz yaşında minder güreşinden uzaklaşma kararı aldım.

Mehmet UZUN’ un mahdumundan biraz bahsedelim;
Oğlu: Gökhan UZUN
Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu mezunu. Beden Eğitimi Öğretmeni.
1997-Gençler Karakucak Türkiye İkinci.
Babam vesilesiyle güreş sporu ile çok küçük yaşlardan itibaren iç içe olduk. Üniversiteyi bitirdikten sonra bir dönem Tokat Güreş Eğitim Merkezinde antrenörlük deneyimim oldu. Şuan güreş milli takımımızda ülkemizi temsil eden 97kg. Rıza YILDIRIM (Avrupa Şampiyonu), 74kg. Soner DEMİRTAŞ (Olimpiyat Üçüncüsü, Dünya Üçüncüsü, Avrupa Şampiyonu) ve 65kg.Mustafa KAYA (Avrupa Şampiyonu)’nın da aralarında bulunduğu jenerasyonun altyapı eğitimlerini aldığı dönemde görev alan güreş antrenörleri arasında yer aldım. Benim için ilginç bir tesadüf de, Avrupa Şampiyonumuz Rıza YILDIRIM’ın, Şekerspor Güreş Takımında babamın spora başladığı dönemde antrenörlüğünü yapan Mevlüt YILDIRIM(rahmetli)’ın torunu olmasıdır. 2006 yılından buyana Beden Eğitimi Öğretmeni olarak görev yapmaktayım.
Babam, spor yaptığımız dönemde gerek hakemleri etki altında bırakmamak gerekse bizlerin heyecanlanmaması için gelmezdi; gelirse de bizim güreşlerimizin bitme zamanına yakın vakitlerde gelirdi. Bir defasında Tokat’ta gençler kategorisinde düzenlenen Cumhuriyet Turnuvasına katılmıştım. Bu müsabaka babamın, baştan sona tribünde olduğu ender müsabakalardandı. Sanırım yarı-final müsabakasıydı ve 4-2 skorla yeniliyordum. Müsabakanın son saniyelerine girildiğinde bir anda protokol tribününden “Gökhan!” diye seslendiğini duydum ve göz göze geldik. “Üstten, oğlum!” dediğini duymamla rakibime yüksek puanlı bir oyun olan salto hareketini uygulamam ve tuşlamam aynı anda olmuştu. Bunun üzerine protokoldekilerle babam arasında “tecrübe, böyle bir şey!” şeklinde konuşmalar yaşandığını babam daha sonra anlatmıştı.
Spor yaptığımız dönemde yaş kategorilerimize göre güreş sporu ile uğraştım. Daha çok karakucak ve yağlı güreşlerde meydanda olduğum dönemlerde izleyicileri babama olan hayranlığına çok defa şahit olmuştum. Soyadımızı duyan yaşlı izleyicilerin zaman zaman sahaya girerek terimizi sildiği, misafir etmek istedikleri olmuştur.
Oğlu- Oğuzhan UZUN
KKTC Doğu Akdeniz Üniversitesi. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu. Öğretim Görevlisi.
1998 yılı Yıldızlar Karakucak Türkiye Şampiyonu.
Çocukluk dönemimizde güreşçi bir aileden gelmenin etkisi ile sporla tanıştık. Hatırlayabildiğim o dönemlerde babamın yağlı güreşlerde son dönemleriydi, amcam Osman UZUN aktif sporcu olarak sahalardaydı. Onları örnek alarak güreşe başladık. İlkokulu bitirdikten sonra Tokat Güreş Eğitim Merkezini kazandım. Dört yıl kadar güreş okulunda kaldıktan sonra üç yıl da Ankara TEDAŞ Güreş Kulübünde kaldım. Eğitimim için Kıbrıs’a gittim, Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde “Spor Burslu Öğrenci” olarak hem eğitim hayatımı devam ettirdim hem de sporcu-antrenör olarak spora devam ettim. 2015 yılından buyana Kırşehir Ahi Evran Üniversitesinde Öğretim Görevlisi olarak çalışmaktayım.
Babam, spor yapmamızı hiç istemezdi daha çok eğitim hayatımızla ilgilenirdi. Spor yaptığımız dönemde, katıldığımız şampiyonalara hakemleri etkilememek adına gelmemeyi tercih ederdi. İlkokul son sınıftayken Tokat’taki Güreş Eğitim Merkezine sporcu alımı için seçmeler yapılmaktaydı. Ben de ilk olarak Turhal’daki ilçe seçmelerine katıldım orada birinci oldum; ardından Tokat’ta il birinciliği yapıldı orada da birinci olunca bölge şampiyonasına katıldık. Tüm rakiplerimi yenerek finale kalmıştım. Yanlış hatırlamıyorsam Samsunlu birisi ile güreşiyorduk. Ben rakibimi tuşladığımda orta-hakem ve yan-hakem tuş pozisyonunda işaretleşmesine rağmen kendi bölgemizden bizleri de tanıyan bir minder amiri hakem, pozisyona tuşu vermeyince müsabaka ayakta devam etti ve sanırım sayı ile kaybettim. Ben sahanın kenarında ağlarken babam güreş alanına gelmiş. Benim ağladığımı görünce oradaki hakemlere beni işaret ederek, “Şu çocuk neden ağlıyor?” diye sorduğunda “Az önce yendiği halde, verilmedi. Çocuğun hakkını yediler.” cevabını almış. Bunun üzerine itirazda bulunulmuş ve müsabakamız tekrar incelenince beni galip ilan etmişlerdi.
Babam ve o dönem sporcularının sadece güreş camiasında değil insanların da hala hatırında olması, unutulmamasının birçok sebebi vardır, muhakkak. Yüksek Lisans eğitimim ve gerekse doktora eğitimlerim dolayısıyla bulunduğum mülakatlarda zaman zaman konunun bir şekilde spora geldiği ve babamın konuşulduğu sohbetlerde bulundum. Halen, Mehmet Uzun’un oğlu olduğumu duyan yaşı ilerlemiş insanlarla tanışıp sohbette bulunduğumda, babamın Alman Adolf Seger ile Ruslarla, Amerikalı ve Bulgar sporcularla yapmış olduğu müsabakaları, o anı tekrar yaşarcasına anlatmalarını dinlerim. Rakiplerinin isimlerinin bile hala hafızalarda olması beni çok şaşırtır. Bizlere, sadece başarıları ve sporculuğu ile değil kişiliği ile de konuşulan örnek bir insan olmuştur.
Kaynak:
………………Linkler..
https://www.tozlumagazin.net/15-dunya-serbest-gures-sampiyonasi/
https://www.dailymotion.com/video/x6t03dd
https://spor.haber7.com/spor/haber/187120-dunyanin-sirtini-yeregetiren-turkler
http://gazetearsivi.milliyet.com.tr/Mehmet%20Uzun/
https://www.cumhuriyetarsivi.com/katalog/192/sayfa/1974/9/1/6.xhtml
https://www.batmancagdas.com/roportajlar/koyden-milli-mindere-h46672.html
http://www.erfelek.bel.tr/haber/224/baskanimiz-mehmet-uzun-erfelek-li-gurescilerimize-kispet-hediye-etti/
https://www.ihavideo.com.tr/Video/Detay/1128154-tokatta-uluslararasi-gures-sampiyonasi

Basından;
Madalyasız Olimpiyatımız: Montreal 1976
Montreal 1976 Yaz Olimpiyat Oyunları’nda atıcılık, atletizm, bisiklet, boks, güreş, halter, judo ve tramplen atlama dallarında ter döken sporcularımız madalya almayı başaramadılar.

Oyunlarda en iyi deremizi serbest güreş
82 kiloda dördüncü olan Mehmet Uzun elde etti.
1971 ve 1975 Akdeniz Oyunları birincisi Uzun, Polonyalı Henryk Mazur’a 9-4 yenildikten sonra Senegalli Diop’u, Macar Istvan Kovacs’ı, Bulgar İsmail Abilov’u yendi. Amerikalı J. Allen Peterson ‘a 13-5 yenilerek sikletinde dördüncü oldu.
Serbest 48 kiloda Kuddusi Özdemir, grekoromende Salih Bora (48 kg) ve Erol Mutlu (68 kg) yedinciliği elde ettiler.
70 atletin katıldığı maraton yarışmasında Hüseyin Aktaş 37., Veli Ballı 38. sırayı aldılar.
Atıcılıkta Akın Ersoy, tabancada 47 yarışmacı arasında 18., tüfekte Mehmet Dursun 78 yarışmacı arasında 47., trapta Güneş Yunus 68 atıcı arasında 44. oldular.
Cezyir 1975 Akdeniz Oyunları’nda tramplen atlamada ülkemizi temsil ederek dokuzuncu olan Peri Suzan Özkum, Montreal’deki tek bayan sporcumuzdu. Kaliforniya’da yaşayan, Türk baba ve Amerikalı anneden dünyaya gelen Özkum, 27 yarışmacı arasında 274.44 punala son sırayı aldı. Mustafa Günay ile evlenerek Günay soyadını alan Peri Suzan, yaşamını Kaliforniya’da çocuk doktorluğu yaparak sürdürdü.
Moskova 1980 Oyunları finallerine Sovyetler Birliği’nin Afganistan’ı işgalini protesto eden ülkeler arasında yer alan Türkiye katılmadı. Futbol ve basketbolda Olimpiyat eleme maçları oynayan Türkiye, oyunları boykot eden 33 ülkeden bir oluken, grafik sanatçımız Mengü Ertel, Moskova Oyunları ile ilgili açılan Uluslararası Afiş Yarışması’nda üçüncülük ödülü kazandı.
Mehmet UZUN ile ilgili ;
Dediğim gibi yazacak çok şey var..
ve dahi güreşi için yaptığı önemli katkılar nedeniyle
Mehmet UZUN’ dan ve ailesinden .Allah razı olsun..
Dedim ya
Sayfalar yetmez hayatını yazmaya..
…………………….
Daha önce
116 Değerli Şahsiyeti yayınladık.
Aralık 2019’ da ile

  1. Proje olarak “Portre” dizisine başlamıştık.
    2.Proje olarak ise; “Olimpiyatlar’ da Türk güreşi (En son 2016 Rio bölümü yayınlandı.)
    Dediğim gibi bu konuda önerilerinize de açığız.
    Başta; Ömer Suzan hocam ile Yusuf Taşkan ve diğer destek veren herkesten Allah arzı olsun
    Whatsap; 05327757725-
    Not: Toplu fotoğraf ve video Facebook sayfamda..
    Not;1 Listede daha bir çok değerli isim var sırası geldikçe yayınlayacağız ..
    Not; 2; 116 Değerli şahsiyeti bu “Güreşiyorum/Portre” de elimizden geldiği kadarı ile ;
    Türk sporu ve dahi Güreşine katkılarından dolayı dile getirmeye çalışıyoruz.
    Eksiğimiz, hatamızda oluyor.
    Bu kadar uzun bir ömrü bir veya iki sayfaya sığdırmaya çalışıyoruz.
    Esasında her biri onlarca sayfayı hak ediyor..
    Özellikle Güreş yazarı günümüzde bir elin parmakları kadar bile değil.
    Benden “GÜREŞİYORUM “ olarak bu kadar.
    Hakkı geçen vardır mutlaka, helal etmeniz dileği ile.
    Not;3 ; Şu anda aktif güreşen ve Avrupa,
    Dünya ile Olimpiyat Şampiyonlarını daha sonra inşallah..
    Not; 4 Haber sırası ile; Önce www.guresiyorum.com ,Facebook(Toplu Fotoğraflar en çok orda(En fazla 80 Fotoğraf) ,YouTube(Güreş ile ilgili 232 Video yayınladım ..), İnstagram (En fazla 10 Fotoğraf ve kısıtlı metin ), Twiteer(En fazla 4 Fotoğraf) ve Whatsapp gruplarında paylaşıyorum. (Whatsapp gruplarına eklenmek isteyen istekte bulunabilir ) 0505 369 02 02 ‘den de Bazen Cep mesajları atıyorum.(Buradan da artık seyrek atıyorum )
    Not: Toplu fotoğraf ve video Facebook sayfamda.
    DERECELERİ; Kaynak ; www.unitedworldwretling.org
    1969’da Balkan gençler şampiyonu oldu.
    1971’de dünya dördüncüsü,
    Akdeniz Oyunları şampiyonu,
    Dünya Ordular arası şampiyonu,
    Yaşar Doğu Turnuvası birincisi oldu.
    1973’te 74 kiloda Avrupa altıncılığı ve dünya dördüncülüğü elde etti.
    1974’te ise 82 kiloda dünya ikinciliğini kazandı.
    1975 Akdeniz Oyunları’nda altın madalya kazandı.
    1976 Montreal Olimpiyatları’nda serbest stilde dördüncü olarak,
    Türk sporcuları arasında en iyi dereceyi elde etti.
    Uzun, Mehmet (TUR)

Date Competition Style Age Group Weight Class Country Rank
1978-05-05 European Championship
Freestyle Seniors 82.0 TUR 9.
1977-10-20 World Championship
Freestyle Seniors 82.0 TUR 4.
1977-05-29 European Championship
Freestyle Seniors 82.0 TUR 4.
1976-07-27 Olympic Games
Freestyle Seniors 82.0 TUR 4.
1976-04-18 European Championship
Freestyle Seniors 82.0 TUR 6.
1975-09-15 World Championship
Freestyle Seniors 82.0 TUR 6.
1975-08-30 Jeux Mediterranéens
Freestyle Seniors 82.0 TUR 1.
1975-05-01 European Championship
Freestyle Seniors 82.0 TUR 4.
1974-08-29 World Championship
Freestyle Seniors 82.0 TUR 2.
1974-06-24 European Championship
Freestyle Seniors 82.0 TUR 6.
1973-09-06 World Championship
Freestyle Seniors 82.0 TUR 4.
1973-03-30 European Championship
Freestyle Seniors 74.0 TUR 6.
1972-04-24 European Championship
Freestyle Seniors 74.0 TUR 6.
1971-08-27 World Championship
Freestyle Seniors 74.0 TUR 4.
1971-01-01 Jeux Mediterranéens
Freestyle Seniors 74.0 TUR 1.

Opponents

Benzer Haberler

Yorumlar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Haberi Paylaş

spot_img

Son Haberler

Bülten

Güncel kalmak için abone olun

avrupa yakası escortbeşiktaş escortbeyoğlu escortnişantaşı escortetiler escortesenyurt bayan escortbeylikdüzü bayan escortavcılar bayan escortşirinevler escortataköy escort